İşçi Alacaklarında Zamanaşımı ve Faiz

İŞÇİ ALACAKLARI NE ZAMAN MUACCEL OLUR ?

İşçi alacaklarında zamanaşımı ve faiz‘e yönelik hükümler İş Kanunu dışında TBK ve STİSK’de düzenlenmiştir. İşçilerin ücret alacaklarının ne zaman muaccel hale geldiği yani ödeme tarihinin ne olduğu, zamanaşımı ve faizin hesaplanmasında büyük önem taşımaktadır. Konuya başlamadan önce, ücret alacakları yani maaşın ne zaman ödenmesi gerektiği ve ne zaman muaccel hale geldiğini belirtmekte fayda var. İlk olarak bu konuya kısaca değindikten sonra, işçi alacaklarında zamanaşımı ve faiz başlıklarına geçeceğim.

İşçilerin ücret alacak hakları, iş görme borcunun kendilerince ifa edildiği anda doğar.  İş Kanunu Madde 32’de işçilerin ücret alacaklarının yani maaşın en geç ayda bir ödenmesi gerektiği hükmedilmiştir. Bu sürenin ise iş sözleşmesi ile en az 1 haftaya kadar indirilebileceği öngörülmüş ve kanunda açıkça belirtilen azami veya asgari süreden daha uzun veya daha kısa bir süre taraflarca kararlaştırılamaz. İşçi kanunda belirtilen süreler kapsamında ifa borcunu yerine getirdikten sonra veya iş akdinin sona ermesiyle, ücret alacağı muaccel olacağı için işçi ücret alacaklarını talep edebilecektir.

İŞÇİ ALACAKLARINDA ZAMANAŞIMI

İşçi alacaklarında zamanaşımı ve faiz‘e yönelik düzenlemeler İş Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu’nda yer almaktadır. İşçi alacaklarında zamanaşımı İş Kanunu Madde 32/8 hükmünde açıkça belirtildiği üzere bu süre beş yıldır. TBK’nın Zamanaşımı başlıklı 147.maddesinde, işçi ücret alacaklarına 5 yıllık zamanaşımı uygulanacağı belirtilmiştir. Zamanaşımının ne zaman başlayacağı ise TBK Madde 149’da hükmedilmiş ve zamanaşımının alacağın muaccel olması yani ödeme tarihinden itibaren başlayacağı kabul edilmiştir.

İşçi alacaklarında zamanaşımı 5 yıl olmakla birlikte, işçinin asıl ücret alacağı dışındaki ücret ekleri için de aynı zamanaşımı uygulanır. Yıllık izin ücreti ve hafta tatil ücreti gibi işçi alacakları da 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Hatta İş Kanunu Madde 59’da iş sözleşmesi sona eren ve yıllık izne hak kazanıp bu hakkı kullanamayan işçinin ücret alacağının da, iş sözleşmesinin bittiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde zamanaşımına tabi olduğu belirtilmiştir.

Zamanaşımını durduran sebepler TBK Madde 153’te sıralanmıştır. Bu sebeplerden birisi ise, hizmet ilişkisi sebebiyle ev hizmetlerinde çalışanların alacaklarıdır. TBK Madde 153’e göre ev hizmetlerinde çalışan işçilerin ücret alacaklarına karşı zamanaşımı işlemeyecektir.

Zamanaşımın mahkeme tarafından re’sen değerlendirilemeyeceği TBK Madde 161’de hükmedilmiştir. Zamanaşımı iddiası içerisinde olan tarafın bu iddiasını ileri sürmesi, zamanaşımı denetimi için şarttır.

İŞÇİ ALACAKLARINDA FAİZ

İşçinin ücret alacağının muaccel olduğu tarih, işveren bakımından borcun temerrüde düştüğü tarihtir. İşçinin ücret alacağı talebi yanında faiz talebinde de bulunabilmesi için işverenin temerrüde düşürülmüş olması şartı bulunmaktadır. Yani ödenmeyen ücret alacağı için, o tarihte ihtar yapılmış olması aranmış olup, aksi halde dava tarihinden sonra temerrüt faizi işleyeceği kabul edilmiştir. Ancak Yargıtay’ın uygulamadaki anlayışına göre, iş sözleşmesinde ödeme gününün taraflarca açıkça kararlaştırıldığı hallerde, faizin bu ödeme tarihi sonrasında işlemeye başlayacağı belirtilmiştir.

İşçinin gününde ödenmeyen ücret alacağına yönelik, mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanacağı İş Kanunu Madde 34/1’de açıkça belirtilmiştir. Söz konusu alacak ve faizi için açılan dava Toplu İş Sözleşmesine dayanabilir. Bu durum STİSK Madde 53/2’de düzenlenmiştir. Davanın toplu iş sözleşmesine dayanması halinde uygulanacak olan faiz, temerrüt tarihinden itibaren işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz olacaktır.

Yine yukarıda da belirttiğim gibi işçi ücret alacaklarında zamanaşımı 5 yıl olmakla birlikte, bu beş yıllık süre ücret eklerini de kapsamaktadır. İşçi alacaklarına uygulanacak temerrüt faizi, aynı şekilde asıl ücret dışındaki ek ücretler için de uygulanır.

İşçi alacaklarında zamanaşımı ve faiz

KIDEM TAZMİNATINDA ZAMANAŞIMI

Kıdem tazminatında zamanaşımı’nın uygulanmasında ikili tarih ayrımı söz konusudur. 12.10.2017 Tarihinden sonra sona ermiş iş sözleşmesi ve bu sözleşmeden kaynaklanan tazminat alacakları 4857 Sayılı Kanun’un Ek Madde 3 ve Geçici Madde 8’e tabi olup, zamanaşımı bu sayılı kanunda 5 yıl olarak belirtilmiştir. Ek Madde 3 yürürlüğe girmeden önce işlemeye başlayan zamanaşımı süreleri, değişiklikten önceki hükümlere göre tayin edilir. 7036 Sayılı kanunda bu süre, yani değişiklikten önceki hükümde kıdem tazminatında zamanaşımı süresi 10 yıl olarak kabul edilmekteydi.

Kıdem tazminatında zamanaşımı iş akdinin feshedildiği tarihten itibaren başlar ve hesaplanır. İş sözleşmesinin işveren tarafında feshedilmesi durumunda ise, iş sözleşmesinin feshedildiği haberinin işçiye ulaştığı tarih, kıdem tazminatında zamanaşımı süresinin başladığı tarihtir.

KIDEM TAZMİNATINDA FAİZ

Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi işçiye dava açma hakkı vermektedir. İşçi gecikme süresinde ödenmeyen kıdem tazminatı için faiz talep edebilmektedir. Kıdem tazminatında faiz‘in başlayacağı tarih iş sözleşmesinin sona erdiği tarihtir.  İşçinin alacaklarından olan kıdem tazminatında uygulanacak olan faiz ise, mevduata uygulanacak olan en yüksek faizdir.

YARGITAY KARARI:

9. Hukuk Dairesi         2009/25141 E.  ,  2010/1731 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA :Davacı, fazla mesai ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan
tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş davalı avukatıncada duruşma talep etmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi. gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm temyiz itirazları ile davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçi, dava dilekçesi ile talep ettiği alacak miktarı ile ıslahla arttırdığı fazla mesai alacağı miktarına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnamede istenen alacak miktarının belirtilmediği, ayrıca muhataba istenen talebe uygun makul sürenin tanınmadığı için davalının ihtarname ile temerrüde düşürülmediği gerekçesi ile hüküm altına alınan fazla mesai alacağına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmüştür.
Dosya içeriğine göre davacı işçi tarafından dava tarihinden önce davalıya gönderilen 5.12.2006 tarihli ihtarnamede fazla mesai, hafta ve genel tatil alacaklarının ihtarnamenin alındığı tarihten itibaren bir gün içinde kayıtlarındaki adreslerine havale edilmesini veya banka hesaplarına yatırılmasının istendiği anlaşılmaktadır. Talep konusu alacak için miktar belirtilmemiş olan söz konusu ihtarname davalı tarafa 7.12.2006 tarihinde tebliğ edilmiştir.
İşçi tarafından gönderilen ihtarnamede miktar belirtilmemiş olması işverenin temerrüde düşmesini engelleyemez. Kayıt ve belgeleri düzenleme imkânına sahip olan ve işçinin ücret miktarını bilen işverenin işçinin işçilik hak ve alacaklarının ödenip ödenmediğini, ödenmemişse miktarını hesaplayabileceği varsayılır.
Mahkemece hüküm alına alınan fazla mesai alacağına işverenin ihtarname ile temerrüde düştüğü tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekirken yazılı gerekçe ile dava tarihinden itibaren faize karar verilmiş olması hatalı olmuştur. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 1.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Avukat İsmail Çavuş

Avukat İsmail Çavuş

İsmail Çavuş, lisans eğitimini Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde tamamlayarak 2021 yılında mezun olmuştur. İyi derecede İngilizce bilen İsmail Çavuş, halen Ankara Üniversitesi Kamu Hukuku alanında yüksek lisansına devam etmekte olup, İ&K Hukuk Bürosu’nun kurucusudur.

Bir yanıt yazın